PAY SAHİPLERİ SÖZLEŞMESİNDE HANGİ HUSUSLAR DÜZENLENİR?
Pay sahipleri sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m. 12 uyarınca “sözleşme serbestisi” çerçevesinde düzenlenebilen sözleşmelerdir.
Bu sözleşmelerde düzenlenebilecek konular da elbette sınırlı değildir. Ancak şirketlerin genel işleyişi doğrultusunda yıllar içerisinde bir çerçeve oluşmuştur.
Pay sahipleri sözleşmelerinde bu çerçevede genel olarak aşağıdaki hususlar düzenlenmekte olup bunların içeriği yatırımcıların talepleri ve şirketten beklentileri uyarınca farklılık gösterebilmektedir:
- Pay Sahipliği Hakları ile İlgili Hükümler
- Şirketin Yönetimi ve İşleyişi ile İlgili Hükümler
- Finansal Hususlarla İlgili Hükümler
- Rekabet Yasakları, Gizlilik ve Uyuşmazlıkların Çözümü vb. Hükümler
- PAY SAHİPLİĞİ HAKLARI
Pay sahipliği haklarını üç grup halinde incelemek mümkündür:
- Pay Devrinin Sınırlandırılmasına İlişkin Haklar (Opsiyonlar),
- Yönetime İlişkin Haklar ve İmtiyazlar,
- Kara İlişkin Haklar ve İmtiyazlar
PAY DEVRİNİN SINIRLANDIRILMASINA İLİŞKİN HAKLAR (OPSİYONLAR)
A. Ön Alım Hakkı (Pre-emption Right)
B. Öncelik Hakkı (First Option & First Refusal)
C. Birlikte Satma Hakkı (Tag-Along)
D. Sürükleme Hakkı (Drag-Along)
E. Alım Hakkı (Call-Option)
F. Satım Hakkı (Put-Option)
G. Seyrelmeme Hakkı (Anti-Dilution)
Önceki paylaşımlarımızda belirttiğimiz gibi bu haklara esas sözleşmelerde yer verilebilmesi başta tek borç ilkesine aykırı olacağından yani anonim şirket pay sahibine sermaye koymak dışında bir borç yükletilemeyeceğinden mümkün değildir. Payların alımı ve satımı zorunluluğunu yükleyen esas sözleşme hükümlerinin kanunun emredici düzenlemeleri ile bağdaşmadığı gerek öğretide gerek yüksek mahkeme içtihadında benimsenmiş durumdadır.
Bu hakların esas sözleşmelere konulması halinde son zamanlarda sicil müdürlüklerince doğru şekilde tescil talepleri reddedilmektedir. Bu hükümlerin hali hazırda yer aldığı esas sözleşmeler bakımından belirtmek gerekir ki kural olarak şirket payları üzerinde kurulan bu tür sınırlandırmalar, esas sözleşmede yer alsalar dahi, korporatif (tüzel kişiliğe özgü, ortaklık düzeninde sonuç doğuracak) nitelik kazanamazlar ve ihlal durumunda ancak borçlar hukuku kapsamında yaptırımlar söz konusu olabilir. Pay sahipleri sözleşmelerinde düzenlenen bu hakların ihlali halinde karşılaşılabilecek sonuçlara yazı dizimizin ilerleyen kısımlarında yer verilecektir.
Özetle, hali hazırdaki hukuki düzenlemeler uyarınca, bir şirkette pay sahiplerine bu nevi haklar tanınması amaçlandığında, bu amaç pay sahipleri sözleşmesine hükümler konulması ile yerine getirilebilecektir.
Anılan hakların şirketlere çeşitli amaçlarla yatırım yapan yatırımcılar açısından ne kadar önemli olduğu tartışmasızdır. Bu sebeple de yatırımcılara talepleri doğrultusunda anılan hakların tamamı veya bir kısmını içeren pay sahipleri sözleşmeleri imzalayarak yatırım yapmaları önerilmektedir.