Girişimcilerin ve girişim şirketlerinin en çok sorun yaşadıkları veya merak ettikleri konuları ele aldığımız yazı dizimizde bu hafta ise girişimcilerin ve yatırımcıların şirket kuruluşlarında, şirket alım-satım işlemlerinde vergi yükümlülükleri, olası vergi avantajları ve muafiyetler, alım veya satışın vergi sonuçları gibi konulardan bahsedeceğiz.

Fikir aşamasından şirketleşme aşamasına geçişte kurulacak şirket türüne karar verilmesi girişimlerin temellerinin atılmasında atmak adına önemli bir role sahiptir. Şirket kuruluşu aşamasında şirket türü, sermaye miktarı, şirket ana sözleşmesi, ortaklık yapısı ve ortaklık sorumlulukları gibi konularda doğru bir karar vermek avantajlı bir pozisyon yakalamak adına girişimin değerini en iyi noktaya taşıyacaktır.

Girişimcilerin mevcut ekonomik gücüne göre başlangıçta bireysel vergi mükellefiyeti tesis ettirerek faaliyete başlaması mümkün ise de günümüzde neredeyse tüm ticari örgütlenme biçimleri anonim ve limited şirketler gibi geleneksel şirket tipleri üzerinde şekillenmektedir. Girişim şirketlerinin de bu iki şirket tipi üzerinde yoğunlaşarak faaliyet göstermesi yanlış olmayacaktır.

Kurulacak şirketin, şirket türünden bağımsız olarak şirketin sahibi olan gerçek kişinin belirli koşulları sağlamış olmasına, şirketin faaliyet alanı ve faaliyet gösterdiği yere göre çeşitli vergisel avantajları olabilmektedir. Örneğin Gelir Vergisi Kanunu’na 2016 yılında eklenen genç girişimci kazanç istisnası ile ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci diliminde yer alan tutara kadar olan kısmı belirli şartlar ile gelir vergisinden istisna olduğu gibi kurulacak şirketlerin 5746 Sayılı Araştırma Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında Ar-Ge/Tasarım Merkezlerinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik veya tasarım harcamalarının tamamı 31.12.2028 tarihine kadar kurum kazancından indirim konusu yapılabilmekte, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu çerçevesinde Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyet gösterilmesi halinde yazılım, tasarım veya Ar-ge faaliyetlerinden elde edilen kazançlar 31.12.2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna olmakta, özel kanunlarla sağlanan istisnalar dışında Kurumlar Vergisi Kanunu çerçevesinde yurt dışına sunulan bazı hizmetlerden (mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, veri saklama, veri analizi, veri işleme vb.) elde edilen kazançlara kurumlar vergisi %80 indirimli olarak uygulanmaktadır.

Girişim şirketleri açısından bir diğer ve merak edilen husus ise ticari faaliyet için kuruluşta veya mevcut bir şirkete pay/hisse satın alınma yoluyla ortak olunması halinde hisse/ortaklık payının satışından doğan kazançların nasıl vergilendirileceği konusudur. Bu sorunun cevabı şirketin türüne göre farklılık göstermektedir.

Şirketi hisse veya ortaklık paylarının devrinde elde edilen kazançlar konusunda  genel kural Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesinin 4. bendi gereğince bu  kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilecek olmasıdır. Ancak  bu noktada şirketin türüne göre bazı farklılıklar söz konusu olmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’na göre limited şirketler tarafından hisse senedi ya da ilmühaber çıkartılamamaktadır. Limited şirketlerde sermaye payı ortaklık payı olarak ifade edilerek, hisse senedine bağlanamadığından limited şirket ortaklık payları ne zaman satılırsa satılsın bundan doğan kazançlar değer artış kazancı olarak vergilendirilmektedir.

Buna karşılık  Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesinin 1. Bendi gereğince gerçek kişilerin iki yıldan uzun bir süredir elde tuttuğu anonim şirket hissesinin devri neticesinde elde ettiği kazanç ise vergiye tabi olmayacaktır.

Ayrıca gerçek kişiler tarafından yapılan bu devir işlemi ticari amaç taşımamakta ise hiçbir şekilde KDV’nin konusuna girmeyecektir.

Öte yandan Anonim şirketler ve Limited şirketlerin pay devri sözleşmeleri;

  • 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli 2 Sayılı Damga Vergisinden istisna kağıtlarla ilgili Tablonun “IV –Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar’’ bölümünün 16. sırasındaki düzenlemeye göre damga vergisinden
  • 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 123. Maddesindeki düzenlemeye göre de harçtan

müstesnadır.

Son olarak belirtmek isteriz ki kamu borçlarından sorumluluğun şekli de şirketin türüne göre değişiklik göstermektedir. 6183 sayılı yasanın 35. Maddesine Limited şirket ortağının şirketteki sermaye payını devretmesi durumunda, payı devreden ve devralan şahıslar, devir öncesine ait kamu borçlarından ortaklık payları oranında sorumlu iken anonim şirket ortaklarının kamu borçlarından sorumluluğu söz konusu değildir. Anonim şirketlerde kamu borçlarından sorumluluk yönetim kurulu üyelerine aittir.