Geçtiğimiz hafta, değerli okuyucularımızla girişimciler için kritik öneme sahip fikri hakların korunmasına dair patent ve buluş konularını detaylandırdık. Bu hafta ise girişimcilerin ve yatırımcıların iş ilişkilerinde sıkça karşılaştığı, hukuki ve ticari risklerin değerlendirilmesinde merkezi bir rol oynayan “Due Diligence” (Detaylı İnceleme) sürecine odaklanacağız.
Due Diligence, bir şirketin veya projenin hukuki, finansal ve operasyonel durumunun kapsamlı bir incelemesidir. Bu süreç, potansiyel risklerin ve fırsatların belirlenmesi amacıyla, çeşitli belgelerin, sözleşmelerin, raporların ve yasal yükümlülüklerin titizlikle analiz edilmesini içerir. Due Diligence’in amacı, tarafların bilgi eksikliklerini gidermek ve anlaşmaların hukuki ve ticari zeminde sağlam temellere dayanmasını sağlamak olarak özetleyebiliriz. Şirket birleşme ve devralmaları günümüz Türkiye’sinde sıklıkla karşılaşılan uygulamalar haline geldiği göz önünde bulundurulduğunda; birleşme ve devralma prosedürlerinde asıl sözleşme imzalanmadan önce yürütülen hazırlık süreci önem arz etmektedir.
Aşağıda kısaca tanımı yapılan “Due Diligence” aşaması şirket birleşme ve devralmalarının yanında girişim şirketlerine yatırım yapılmak istenmesi halinde de karşımıza çıkmakta olup Due Diligence mevzuatımızda yer almayan bir düzenleme olsa da uygulamada şirket birleşme, devralma ve yatırım yapma işlemlerinin tümünde gerçekleştirilen bir aşamadır. Şirket birleşme, devralma veya yatırım yapma işlemleri çerçevesinde bu işlemler gerçekleştirilmeden önce hedef şirketin veya girişimin genel durumu hakkında detaylı ve sistematik bir inceleme yapılması anlamına Due Diligence; dilimizdeki akademik çalışmalarda “inceleme prosedürü” veya “durum tespiti” şeklinde çevrilerek de kullanılmaktadır.
Hazırlık sürecini de temel olarak üç başlık altında toplayacak olursak;
- Niyet Mektubu: Niyet Mektubu, iki taraf arasında yapılacak işbirliği veya anlaşmanın genel şartlarını belirten ön protokol niteliğindedir. Türk Hukuku’nda bu belge, taraflar arasında bağlayıcı bir yükümlülük oluşturmamakla birlikte, anlaşmanın temel hatlarını ve tarafların niyetlerini resmi bir şekilde ifade eder. Niyet Mektubu, gelecekteki sözleşmenin çerçevesini çizen, tarafların beklentilerini ve müzakere sürecinin başlangıcını belirleyen bir belgedir.
- Gizlilik Anlaşması (Non-Disclosure Agreement – NDA): Gizlilik Anlaşması, taraflar arasında paylaşılan hassas bilgilerin korunmasını amaçlayan bir hukuki sözleşmedir. Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu çerçevesinde, bu anlaşma, bilgilerin izinsiz ifşası ve yetkisiz kullanımı gibi riskleri önlemeyi hedefler. Gizlilik Anlaşması, bilgilerin gizli tutulmasını sağlayarak, taraflar arasındaki güveni pekiştirir ve bilgi paylaşımının sınırlarını netleştirir.
- Due Diligence (Detaylı İnceleme): Due Diligence, Türk Hukuku’nda genellikle “Birleşmeler ve Devralmalar” sırasında yürütülen, şirketlerin hukuki, finansal ve operasyonel durumlarının kapsamlı bir şekilde analiz edilmesini ifade eder. Bu süreç, tarafların yatırım veya işbirliği kararlarını bilgiye dayalı olarak alabilmeleri için, şirketlerin tüm yasal yükümlülüklerini, finansal durumlarını ve operasyonel risklerini detaylı bir şekilde incelemeyi içerir.
şeklindedir.
Due diligence aşamasında şirket operasyonlarında değer yaratan önemli faktörler saptanıp analiz edilmekte, şirketin sektördeki konumu nasıl iyileştirileceği tespit edilmekte, geleceğe yönelik potansiyel fırsatlar ve riskler değerlendirilmektedir.
Due diligence alıcı, satıcı veya yatırımcı tarafından talep edilebilecektir. Şayet Girişim Şirket’iniz varsa Şirket’inize yapılacak yatırım süreçlerinde genellikle yatırımcı tarafından talep edilebilmektedir. Alıcı ve yatırımcının Due Diligence incelemesindeki temel amacı hedef şirket veya girişim ile öngörülen anlaşmaya ilişkin riskleri ve yükümlülükleri değerlendirmek, hedef şirketin veya girişimin geçmiş finansal performansının sürdürülebilir olup olmadığına dair fikir edinmek, hedef şirketin veya girişimin sorumluluklarını tespit ederek riskleri azaltmak, taraflar arasındaki bilgi şeffaflığını sağlamak, anlaşma bedelini belirlemek ve yatırım yapma kararı almaktır.
Due Diligence sürecinin kapsamı, tarafların özel talepleri ve beklentileri doğrultusunda şekillendirilebilir. Bu nedenle, süreçte standart bir uygulama bulunmamakta olup, her durumun gereksinimlerine göre özelleştirilir. Ancak, genel olarak Due Diligence incelemesi üç ana başlık altında yapılır:
- Hukuki İnceleme: Şirketin yasal durumunu, mevcut ve potansiyel hukuki risklerini, sözleşmelerini ve uyum durumunu kapsamlı bir şekilde değerlendirir. Bu kategori, ayrıca sektörel ve endüstriyel yasal düzenlemelere uyumu da içerir.
- Finansal İnceleme: Şirketin mali tablolarını, finansal performansını, vergi yükümlülüklerini ve diğer finansal riskleri inceler. Bu başlık, finansal sağlık ve sürdürülebilirliği değerlendirirken sektörel finansal standartlar ve vergi yükümlülükleri gibi alt başlıkları da kapsar.
- Operasyonel İnceleme: Şirketin operasyonel süreçlerini, iş güvenliği, çevre standartlarını, bilgi sistemlerini ve insan kaynakları yönetimini detaylandırır. Bu kategori, ayrıca satış ve pazarlama stratejileri, sektörel ve piyasa analizi gibi unsurları da içerir.
Due Diligence incelemesini talep eden taraf incelemenin kapsamı çerçevesinde soru ve taleplerini karşı tarafa iletmektedir. Bunun üzerine karşı tarafın avukatlarının yardımıyla fiziksel veya sanal veya fiziksel bir “Data Room” (Veri Odası) hazırlayarak gerekli bilgi ve belgeleri talep eden tarafın erişimine sunması gerekmektedir. Bu noktada kısaca Data Room’dan da bahsetmek gerekirse, Data Room; şirkete ait inceleme talep eden tarafın sorularına ilişkin verilerin bulundurulduğu alan olarak tanımlanabilecektir. Söz konusu bilgi ve belgelerin bağımsız danışmanlık firmaları veya uzman gerçek kişiler tarafından incelenmesi üzerine kapsamlı bir Due Diligence raporu hazırlanmakta olup Due Diligence raporunun sonuçları incelenmekte ve birleşme, devralma veya yatırım yapma süreçleri bu raporun sonuçlarına göre sürdürülmekte yahut sona erdirilmektedir. Ek olarak Due Diligence süreci için genellikle incelemenin kapsamı göz önünde bulundurularak bir süre belirlenir ve bu süre içerisinde incelemenin tamamlanması esastır. Due Diligence süreçlerinde önem arz eden bir diğer konu ise veri akışının sağlanmasıdır. Data Roomda sunulacak veriler hassasiyetle ve profesyonel şekilde sunulmalıdır. Zira veri akışının sağlanması, yönetimi, planlaması ve sıralandırılması değerlendirme ve süreç için kritiktir. Bu veri akışı sağlanırken ön hazırlık yapılmalı ve birleşme veya yatırımdaki süreç yönetimine esas teşkil edeceği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, Due Diligence süreci, girişimciler ve yatırımcılar için kritik bir aşamadır. Herhangi bir anlaşma öncesinde risklerin ve fırsatların detaylı bir şekilde değerlendirilmesini sağlar. Girişim şirketleri için, yatırım alabilecekleri her an göz önünde bulundurularak şirketin bilgi ve belgelerinin hazırlanması önemlidir. Yatırımcılar açısından ise yatırım yapılacak şirketlere ilişkin bilgi ve belgelerin talep edilebilmesi için önceden hazırlanmış bir soru listesi bulundurulması tavsiye edilmektedir.
Yazı dizimizin devamında Girişimciler için bir diğer merak konusu olan yatırım sırasında gereken Regülatif Onaylar ele alınacaktır.
Detaylı sorularınız için Gemicioğlu Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
Gemicioğlu Hukuk Bürosu