- Arabuluculuk Nedir?
Arabuluculuk; hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde kullanılan bir;Alternatif Uyuşmazlık Çözüm''
yöntemidir. Neredeyse insanlığın varoluşuyla eş zamanlı olarak varlığını sürdüren
arabuluculuk, bir tür alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir ve çeşitli etkileme alanları ile
kişiler arasındaki çatışma durumunu ortadan kaldırır. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında
Arabuluculuk Kanunu'nun ikinci maddesinin b bendi incelendiğinde arabuluculuk şu şekilde
tanımlanmıştır : “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak
amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini
kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren,
tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen,
uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari
olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini ifade eder.” - Arabuluculuk Sisteminin Türkiye Hukuk Sisteminde Yer Alması Nasıl Oldu?
Arabuluculuk müessesesi, Türk Hukuk Sistemi'ne 22 Haziran 2012 tarihinde 6325 sayılı
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ve birincil mevzuata ek
olarak 26 Ocak 2013 tarihinde Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu
Yönetmeliği'nin yayınlanmasıyla arabuluculuk kavramı günlük hayatlarımızda sıklıkla duyulur
hale gelmiştir. Bu mevzuatlara ek olarak Arabulucu Asgari Ücret Tarifesi, Arabuluculuk
Sistemi ve Arabulucular için Model Etik ve Uygulama Kuralları da ilgili mevzuat arasında
yerini almıştır. - Arabulucu Kimdir?
5 yıl ve üzeri mesleki deneyimi olan, Bakanlıkça lisans verilen eğitim kurumlarından en az 84
saat eğitim alan Hukuk Fakültesi mezunları, Bakanlığın açtığı yazılı ve uygulamalı sınavı
geçerek Adalet Bakanlığı arabulucu siciline kaydolurlar ve arabulucu unvanını kazanırlar.
Buna ilave olarak, mesleki yeterliliğinin sürekli güncel tutulması için arabulucular her yıl 8
saat yenileme eğitimi almak zorundadır.
Arabulucunun görevi, müzakereler sonucunda bir anlaşmaya varabilmek için tarafların kendi
çözümlerini kendilerinin bulmalarına yardımcı olmaktır. Ancak tarafların çözüm bulmakta
başarısız olması hallerinde yukarıda Kanun’un tanımından da görülebileceği üzere arabulucu
çözüm önerisi de getirebilir. Tarafların bu çözümü kabul edip etmeyecekleri yine özgür
iradelerine bağlıdır.
Arabuluculuk sistematiği gereği arabulucunun tarafsız ve bağımsız olması gerekir. Taraflarla
ilgili herhangi bir menfaatinin bulunmaması gerekir. Bu sayede yukarıda izah edildiği üzere
tarafların bir çözüm yolu bulamaması hallerinde arabulucunun getirdiği çözüm önerisinin
taraflarca kabul edilmesi de mümkün olabilmektedir. - Arabuluculuk Sisteminin Avantajları Nelerdir?
Arabuluculuk sisteminin benimsenmesindeki en önemli amaçlardan birisi yargılama
sürelerinin uzunluğuna nazara kısa sürede etkili çözümler üretebilmektir. Özellikle ülkemiz gibi dava yükü çok yoğun olan ve yargılama süreleri uzun ülkeler bakımından arabuluculuk
kritik bir öneme sahiptir. Uyuşmazlıklar mahkemeye gitmeden, gittiyse de mahkemenin karar
vermesine gerek kalmadan arabuluculuk yoluyla çözüldüğünde uzun yargılama süreçlerinin
yıpratıcı etkilerinden kaçınmak mümkün olmakta ve mahkemelerin dava yükü azalmaktadır.
Kişiler arası uyuşmazlığa yol açan ve genellikle sağlıksız şekilde sürdürülen iletişimin
arabulucu yardımıyla temiz bir hale getirilmesi sonucunda uyuşmazlıkların sulh yoluyla
çözümlenmesi zamanın ve maddi imkânların efektif kullanılması bakımından oldukça
avantajlıdır. Arabuluculuk süreci uzun yıllar süren dava sürecine göre daha hızlıdır. Dava şartı
olan arabuluculukta sürecin tamamlanması için maksimum süre iş davaları bakımından 4
hafta iken, ticari davalar bakımından 8 haftadır. Tarafların anlaşması halinde bu sürelerin
birkaç gün ile sınırlanması dahi her halde mümkündür.
Arabuluculuk süreci yargı yoluna göre daha ekonomiktir, makul ücretlerle çözüme ulaşmayı
sağlar. Yargılama aşamasında yatırılması gereken harçlar ve davanın başında yatırılması
gereken keşif, bilirkişi, tanık ücreti gibi dava giderleri arabuluculukta bulunmaz.
Sürecin gizlilik usulüyle sürdürülmesi nedeniyle taraflar taleplerinin dayanağını oluşturan
ihtiyaçlarını kolaylıkla ifade edebilmekte, tarafların birbirlerini anlama yolunda empati
geliştirmesi arabulucu yardımıyla sağlanmakta, sürecin tarafların kontrolünde yürütülmesi
nedeniyle tarafların ihtiyaçları ve menfaatleri hususunda geliştirdikleri çözüm yolu hakkında
içsel huzurlarını sağlayabilmeleri de mümkün olmaktadır.
Arabuluculuk taraf iradeleri üzerine kurulmuştur. Taraflar gerek arabulucuya başvururken
gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler ve arabuluculuktan her an vazgeçebilirler. - Hangi Davalar Zorunlu Arabuluculuk Kapsamındadır?
Mevzuatımızda dava yoluna gitmeden önce zorunlu olarak arabuluculuk çözüm yolunun
tüketilmesi şart koşulan uyuşmazlıklar; ticari davalar ve iş davalarıdır. Dava şartı olarak
arabuluculuğun getirilmesinde iş hukuku uyuşmazlıklarının Türk yargısına olan yükü ve iş
mahkemelerindeki yargılama sürelerinin uzun olması etkili olmuştur. Ayrıca arabulucuya
çözüm önerisi getirme yetkisinin verilmesi, arabuluculuk kurumunun yapısında önemli bir
değişiklik yaratmıştır.Dava şartı arabuluculuğun yanı sıra arabuluculuk müessesesinin temelini oluşturan ihtiyari
arabuluculuk bakımından, Kanunu'nun 1.maddesi uyarınca, tarafların üzerinde serbestçe
tasarruf edebilecekleri iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıkları arabuluculuğa
elverişlidir. Arabuluculuk ancak bir mahkeme kararının gerekmediği hallerde mümkündür.
Taraflar, kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda arabulucuya
gidebilirler. Örneğin ceza davaları, nüfus kaydına ilişkin davalarda, boşanma ve velayete
ilişkin davalarda arabulucuya gidilemez. Türkiye genelinde yapılan çalışmalar dikkate
alındığında önümüzdeki günlerde daha fazla türde dava için arabuluculuk şartı getirileceği tespit edilmektedir. Bu hususta Türkiye Barolar Birliği’nin, Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın
ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının dikkat çekici çalışmaları bulunmaktadır. - Arabulucuya Ne Zaman Başvurulur?
Türkiye’de, arabuluculuğa dava açılmadan önce ya da dava sırasında başvurulabilir. Dava
öncesi arabuluculuğa başvurulduğunda taraflar arasında anlaşma sağlanırsa davaya gerek
kalmayacaktır. Dava açıldıktan sonra ise hakim tarafları arabuluculuk hakkında bilgilendirir.
Taraflar arabuluculuğa gitmek isterlerse hakim duruşmayı en çok iki kez üç aya kadar
erteleyebilir. Taraflar anlaştığı takdirde mahkeme davayı görmeyi bırakır, tarafların mutabık
kaldıkları anlaşma tutanağı geçerli olur. - Arabuluculukta Ücret Ve Masraflar
Arabulucu yerine getirdiği faaliyetler sonucunda ücret ve masraflarını isteme hakkına
sahiptir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça veya arabulucu ile taraflar arasında ihtilaf
bulunması hallerinde, 31.12.2019 tarihinde 30995 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmış olan
2020 yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uygulanmaktadır.
(https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/12/20191231-16-1.pdf) Bu tarifede yer alan
ücretlerin altında arabuluculuk ücreti kararlaştırılması mümkün değildir, aksine yapılan
sözleşmelerin ücrete ilişkin hükümleri geçersiz olup, ücrete ilişkin olarak bu Tarife hükümleri
uygulanacaktır. Aksine bir anlaşma olmaması hallerinde, ücret ve masraflar taraflar arasında
eşit paylaştırılır. - Uyuşmazlığın para ile ölçülebilmesi halinde ücret tarifesine göre uyuşmazlığa konu miktar
arttıkça arabulucuya ödenecek oranın yüzdesi kademeli olarak düşer. Para ile ölçülemeyen
uyuşmazlıklarda arabulucunun ücreti saat ücreti şeklinde ödenir.