Siz değerli okuyucularımızın da bildiği üzere geçtiğimiz hafta Girişimcilik’te Buluşların Rolünden bahsetmiştik. Bu hafta ise bir önceki yazımızda ele aldığımız buluşların hukuki koruma altına alınması sürecinden de bahsetmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Kısaca patentin buluş kapsamındaki önemine de değinecek olursak bir buluşun tescil edilerek hukuki bir statü kazanması, patent sistemi ile mümkündür. Patent, bir buluşun sahibine, belirli bir süre boyunca o buluşu kullanma, üretme ve satma hakkı tanıyan bir belge ve hukuki araç olduğuna değindikten sonra patenti de ele almak gerekmektedir.

Patent Nedir?

Patent, buluş sahibine belirli bir süre boyunca buluşunu kullanma, satma veya üretme hakkı tanıyan ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) madde 101 uyarınca 20 yıl süreyle geçerli olan hukuki bir belgedir. Bu belge, sahibine münhasır haklar vererek üçüncü kişilerin izinsiz kullanımını engeller. Patentlerin hukuki açıdan öneminden bahsetmeden önce her buluşun patentlenemeyeceğinden bahsetmekte fayda var. SMK madde 82/1’de bir buluşa patent verilebilmesi için taşıması gereken koşullar; “Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde uyarınca patent verilebilecek buluşların; i) yeni olması, ii) buluş basamağı içermesi, iii) sanayiye uygulanabilir olması gerekir. Madde metninden açıkça görüleceği üzere her buluş patent korumasından faydalanamamakta olup buluşun patent korumasından faydalanabilmesi için yukarıda kısaca sayılan koşulları bulundurması gerekmektedir.

Her buluşun patent korumasından yararlanamayacağı açıktır. Görüleceği üzere, patentler oldukça önemli hukuki haklar olup, bu noktada patentlerin hukuki açıdan önemini üç ana başlık altında toplayabiliriz.

  1. Koruma ve Teşvik: Patentler, buluş sahiplerinin fikri mülkiyetlerini koruma altına alır ve izinsiz kullanımını önler. Bu hukuki koruma, girişimcilerin ve şirketlerin daha fazla araştırma ve geliştirme yapmalarını teşvik eder.
  2. Münhasırlık ve Rekabet Avantajı: Patentler, sahiplerine buluşlarını belirli bir süre boyunca tek başlarına kullanma hakkı verir. Bu münhasırlık, şirketlere önemli bir rekabet avantajı sağlar ve piyasada benzersiz bir konuma sahip olmalarına yardımcı olur.
  3. Yatırım Çekme: Hukuki koruma altına alınmış patentler, yatırımcılar için güvenilir bir yatırım aracı olarak görülür. Patentli bir buluş, yatırımcıların ilgisini çekerek, girişimcilerin daha kolay finansman bulmasını sağlar.

Bu başlıklardan Koruma ve Teşvik kısmından da kısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Patent korumasından yararlanabilmek için, öncelikle buluşun yenilikçi, sanayiye uygulanabilir ve buluş basamağı kriterlerini karşılaması gerekmektedir. Bu kriterleri sağlayan buluş için, ilgili ülkedeki patent ofisine, şayet başvuru Türkiye’de ise başvuru Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılmalıdır. Türkiye’de yapılacak başvurularla ilgili düzenlemeler başta SMK madde 90 ile 94 arasında düzenlenmiştir. Genel olarak başvuru süreci, buluşun detaylı bir tanımını, çizimlerini ve iddialarını içeren bir patent başvuru dosyasının hazırlanmasıyla başlar. Başvuru dosyasının patent ofisine sunulmasının ardından, inceleme süreci başlar. Bu süreçte, patent ofisi başvurunun kriterlere uygunluğunu değerlendirir ve gerekli gördüğü durumlarda ek bilgi veya düzeltme talep edebilir. Başvurunun onaylanması halinde, buluş belirli bir süre için patent koruması altına alınır ve buluş sahibi bu süre zarfında buluşunu kullanma, üretme ve satma haklarına münhasır olarak sahip olur.

Sonuç olarak patentin hukuki korumasının girişimciler için kritik öneme sahip olduğunu anlamak, özellikle de buluşlardan hizmet buluşlarının girişimci işverenler için ne denli hayati olduğunu vurgulamak için doğru adımları atmak önemlidir.

Yazı dizimizin devamında Girişimciler için bir diğer merak konusu olan Due Dilienge (Detaylı İnceleme) ele alınacaktır.

Detaylı sorularınız için Gemicioğlu Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Gemicioğlu Hukuk Bürosu