GİRİŞ

Öncelikle belirtmek gerekir ki Birlikte Satma Hakkı ile Sürükleme Hakkı (“Birlikte Satışa Zorlama Hakkı”) birbirini dengeleyen haklardır. Zira Birlikte Satma Hakkı aşağıda ifade edileceği üzere azınlık lehine, Sürükleme Hakkı ise çoğunluk lehine bir hak olmakla pay sahipleri sözleşmelerinde beraberce düzenlenmesinin tercih edilmesi iki tarafın da korunması söz konusu olur.

Her iki hakkın içeriğinde de “birlikte pay satışı yapmayı talep” bulunmaktadır. Bu hakların arasındaki en önemli fark ise birlikte hareket edilecek kişinin kim olduğudur; birlikte satma hakkında yükümlünün payları satılırken, sürükleme hakkında hak sahibinin paylarının satılması söz konusudur.

Birlikte Satma Hakkı

Birlikte satma hakkı pay sahibinin kendi paylarını satarken bir diğer pay sahibinin paylarını da aynı koşullarda satma borcu yüklenmesi şeklinde tanımlanabilir.

Buna göre, pay sahibinin yüklendiği borç “diğer pay sahibinin paylarını da aynı koşullarda satma borcu” dur. Uygulamada bu hak; (i) hak sahibinin, pay sahibinin satacağı hisselerin içinden ve bir oran üzerinden pay satması veya (ii) hak sahibinin, pay sahibinin satacağı hisselerin oranından bağımsız olarak ilave pay satması şeklinde kullanılmaktadır.

Birlikte satma hakkının pay sahipleri açısından belki de en önemli işlevi sahip oldukları payların değerini daha yüksek değerde satabilmelerine imkân sağlamasıdır. Birlikte satma hakkı genelde azınlık pay sahiplerine tanınan bir haktır. Ayrıca bu hak sayesinde azınlık hissedar şirketin çoğunluk hissesini “tanımadığı yeni bir üçüncü kişi” alacağı zaman kısmen de olsa hisse oranını azaltabilecek veya şirketten tamamen çıkabilecektir.

Hakkın uygulamadaki işleyişi ise genel olarak şu şekilde olmaktadır:

  • Payını üçüncü bir kişiye satmak isteyen pay sahibi, pay sahipleri sözleşmesinden doğan “payını tek başına satmama” borcu nedeniyle, hak sahibi diğer hissedara hakkını kullanması için üçüncü kişi ile aralarındaki öneriyi bildirir. Bu sayede hak sahibi pay sahibi muhtemel sözleşmenin taraflarından ve şartlarından haberdar olur.
  • Hak sahibi pay sahibinin, hakkını kullanmamaya karar vermesi halinde (veya hak süreye bağlıysa ve süre dolmuşsa), üçüncü kişiye satış yapmak isteyen pay sahibinin tek başına satmama borcu sona erer. Diğer bir deyişle paylarının üzerindeki devir kısıtlaması kalkar ve üçüncü kişiye satış yapabilir.
  • Hak sahibi pay sahibinin, süre vb. hususlar bakımından halen geçerli olan hakkını kullanmak istemesi halinde ise durum (birlikte satma hakkı sahibinin de hisselerini satmak istediği) üçüncü kişiye bildirilir. Üçüncü kişi bu isteği kabul ederse iki (veya duruma göre daha çok) pay sahibi ile aynı şartlar altında satım sözleşmesi kurulur ve pay sahipleri üçüncü kişiye birlikte pay devrini gerçekleştirirler.
  • Üçüncü kişinin bu isteği kabul etmemesi halinde, paylarını devretmek isteyen ilk pay sahibi üçüncü kişiye satış yapamayacaktır. Bu halde iki (veya duruma göre daha çok) pay sahibi şirkette pay sahibi olarak kalmaya devam edeceklerdir.

Hakkın yukarıda yer verilen uygulamasında çıkmaza düşülmemesi için pay sahipleri sözleşmelerinde bildirimin süresi, cevap verme süresi vb. hususların ayrıntılı şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir.

Uygulamada bu hakkın belli gruplara tanınması, tanındığı gruplar arasında şartları bakımından farklılıklar veya öncelikler bulunması veya diğer hakların kullanılıp kullanılmamasına bağlı olarak kullanılabilmesi şeklinde düzenlemeler yapılması mümkündür. Örneğin bu hakkın öncelik haklarının kullanılmaması halinde kullanılabileceği  gibi.

Avantajları:

  • Ortaklığın ekonomik anlamda iyi bir değere satılmasını kolaylaştırır.
  • Payların değerini arttırır.
  • Ortaklıkta yabancılaşmayı önler.
  • Birlikte hareket etmeyi vazgeçilmez gören ortaklıklarda bu amaca hizmet eder.
  • Azınlık pay sahiplerini korur.

Sürükleme Hakkı

Bu hakkın içinde barındırdığı “zorlama”, “sürükleme” kavramları hakkın kullanılmasıyla yükümlünün içine girdiği durumu ifade etmektedir. Nitekim bu hakkın kullanılmasıyla yükümlü pay sahibi, hak sahibi pay sahibi ile birlikte paylarını satmaya zorlanmaktadır.

Şöyle ki; bu hakkın tanınması neticesinde, hak sahibi kendi paylarını üçüncü bir kişiye satmak istediğinde, yükümlü olan pay sahibinden paylarını onunla birlikte üçüncü kişiye satmasını talep edebilir. Bu talebin karşısında yükümlü olan pay sahibi de paylarını gösterilen üçüncü kişiye hak sahibi ile birlikte satma borcu altına girer.

Özellikle şirketin tamamının satın alınması şartıyla gelen karlı tekliflerin kaçırılmaması için bu hakka pay sahipleri sözleşmelerinde mutlaka yer verilmesi önerilmektedir. Zira şirketin %100 sahibi olmak isteyen potansiyel yatırımcıların azınlık ile anlaşamaması sebebiyle yatırımın gerçekleşmemesi durumlarına sıkça rastlanmaktadır.

Bu hakkın da şartlarının, süresinin vb. hususlarının birlikte satma hakkında olduğu gibi pay sahiplerinin istekleri doğrultusunda çeşitli şekilde düzenlenmesi mümkündür. Uygulamada sorunlar yaşanmaması için hakkın kapsamının ve sair ayrıntıların itinalı şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir.

Sürükleme hakkının düzenlemesinde bir değerleme veya formülün belirtilmesi, bu hakkın belli bir süreye tabi tutulması bu hakkın uygulanabilmesi için şirket genel kurulunda belli nisabın onayının zorunlu tutulması gibi pazarlıklar yapılabilmektedir.

Avantajları

  • Çoğunluk pay sahiplerini korur, azınlık hissedarlar yüzünden “şirkete hapsolmalarını” engeller.
  • Azınlık hissedarların çoğunluk hissedarlarla aynı muameleyi görmesini sağlar.
  • Paylar için daha yüksek satış bedeli elde edilebilmesini sağlar.
  • Yatırımcı çekmeye yarar.

* Dr.  Gülşah Yılmaz’ın “Pay Sahipleri Sözleşmesinden Doğan Birlikte Satma Hakkı ve Birlikte Satışa Zorlama Hakkı” adlı eserinden faydalanılmıştır.