Teknolojik gelişmenin kamu politikasının bir parçası ve hedefi olması dolayısıyla, teknolojik gelişime önemli oranda katkı sağlayan girişim sermayesi yatırımlarının verimli bir şekilde ve denetim altında yapılabilmesi için GSYO’lara ve bu şirketlerin pay sahiplerine aşağıda açıklanan bazı vergisel avantajlar tanınmıştır.

Bir anonim ortaklık olan GSYO’ların, kurumlar vergisi mükellefi olmaları gerekirken, Kurumlar Vergisi Kanunu m. 130/5-(d)-3’te yer alan düzenlemesiyle GSYO kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Aynı maddenin ilk fıkrasına göre de girişim sermayesi yatırımlarına sermaye sağlayan şirketlerin tam mükellefiyete tâbi GSYO’ların pay senetlerinden elde ettikleri kâr payları kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun 12.01.2009 ve 2009/14594 sayılı Kararnamesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesine göre dağıtılsın ya da dağıtılmasın GSYO’ların kazançları üzerinden yapılacak stopaj kesintisi oranı yüzde sıfır olarak belirlenmiştir. Vergi Usul Kanunu’na 31.05.2012’de getirilen 325/A maddesi ile şirketlerin SPK’nin düzenleme ve denetimine tâbi olarak Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan GSYO’lara sermaye olarak konulması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayırmalarına ve bu fonun vergiden muaf olmasına dair vergisel düzenleme yapılmıştır. Bu çerçevede Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 7 Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile bu istisnanın ayrıntıları ve hesaplama yöntem ve örnekleri açıklanmıştır.