Dernekler Ticaret Şirketi Kurabilir Mi?
Dernekler Kanunu’nda yapılan tanımlamaya göre dernek; “Kazanç paylaşma dışında,
kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek
veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları
tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları”  anlamına gelmektedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere
bir teşekkülün dernek olarak kabul edilebilmesi için kişi birlikteliğine dayanması ve kazanç
paylaşma amacı dışında kurulmuş olması gerekiyor.

Derneklerin kuruluş amacını yerine getirebilmeleri için maddi ihtiyaçlarının karşılanmasına
yönelik “ticari bir konu ile uğraşmalarına”  Medeni Kanunumuzda bir engel
bulunmamaktadır. Nitekim derneklerin, amaçlarını daha etkin bir şekilde gerçekleştirebilmek
için bir ticari işletme işletebilmeleri aynı zamanda bir gereksinimdir.

Bu nedenle dernekler, elde edilecek gelirin kuruluş amaçlarının gerçekleşmesine tahsis
edilmesi şartıyla, bir ticari işletme işletebilecekleri gibi; sermaye şirketlerinden anonim şirket
veya limited şirket de kurabilirler.

Derneklerin ticaret şirketi kurabilmesi ile ilgili olarak, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul
Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellefi Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü’nün 18.07.2011
tarihli Derneğin bir iktisadi işletme olarak limited şirket kurup kuramayacağı
konusundaki  görüş yazısında  “Bu hüküm ve açıklamalara göre, devamlılık arz eden ticari,
sınai ve zirai faaliyetleriniz nedeniyle Derneğinize bağlı bir iktisadi işletme söz konusu olacak
ve bu iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir. Öte yandan,
Derneğiniz tarafından var olan ya da yeni kurulacak bir sermaye şirketine iştirak
edilebileceği tabiidir.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.

Derneklerin ticaret şirketi kurması ile ilgili olarak mevzuat düzenlemelerinde de çeşitli
hükümlere yer verilmiştir.

Öncelikle Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesi’nde yer alan “…amacına varmak için ticari bir
işletme işleten vakıflar, dernekler … tacir sayılırlar.” hükmü ile derneklerin kuruluş gayelerini
yerine getirmek amacıyla ticari işletme işletebilecekleri açıkça belirtilmiştir.  Yine Türk Ticaret
Kanunu’nun 478. maddesinin dördüncü fıkrasında  “Sermayesinin yarısından fazlası tek
başına veya birlikte; Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel kişileri,
sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler ve bunların üst kuruluşlarına ait anonim
şirketlerde ve bu şirketlerin aynı oranda sermaye payına sahip oldukları
iştiraklerinde; bunların sahip oldukları paylara tesis edilebilecek imtiyazlar hariç olmak
üzere, diğer paylara, belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine, belirli pay gruplarına ve azlığa
bu Kanunda düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez…” hükmü mevcuttur. Bu
hükümden hareketle bir derneğin, bir şirketin kuruluşunda pay sahibi olabileceği gibi

sonradan da pay sahibi haline gelebileceğini ve hatta imtiyazlı pay hakkının kendisine
tanınabileceğini diğer ortaklara ise bazı istisnalar hariç tanınamayacağı anlaşılmaktadır.
Derneklerin Tüzel Kişi Olarak Anonim Şirket Veya Limited Şirket Kurabilmeleri İçin
Tüzüklerinde Gerekli İznin Verilmiş Olması Gerekir.

Bu husus Türk Medeni Kanununun 90. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir.  Madde
hükmünde açıkça “Dernekler, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, tüzüklerinde
belirtilen çalışma konuları ve biçimleri doğrultusunda faaliyette bulunurlar.”   ifadeleri yer
almakta olduğundan, derneğin ticaret şirketi kurabilmesi veya ticaret şirketi bünyesine
katılabilmesi açıkça Dernek Tüzüğünde böyle bir yetki ve düzenleyeme yer verilmiş olması
gerekir. Tüzüklerinde böyle bir yetki bulunmayan dernekler kanunen bir engel olmasa da bu
işlemleri gerçekleştiremezler.

Dernekler Ticaret Şirketinde Hissedar Olabilmeleri İçin, Bulundukları İldeki Ticaret Odasına
Kayıtlı Olmalılar

Kural olarak derneklerin Ticaret Odasına kayıt olmaları gerekmez. Ancak bir derneğin ticaret
şirketinde hisse sahibi olabilmesi için şirket kurmadan önce derneğin bulunduğu ildeki
Ticaret Odasına kaydının yapılmış olması gerekmektedir. Ticaret Odasına kayıt koşulu ise
iktisadi işletme mevcudiyeti olduğundan, bu anlamda derneğin öncelikle iktisadi işletme
işleticisi olması ve akabinde Ticaret Odasına kaydının yapılmasıyla derneğin bir sermaye
şirketinde hissedar olmasının önünde engel bulunmaz.

Tüzel Kişilik Kavramı
Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesinde ticari işletme işleten derneklerin tacir olarak kabul
edileceği düzenlenmiştir. Hükümden de anlaşılacağı üzere tüzel kişilik sıfatı işletilen iktisadi
işletmede değil derneğin kendisindedir. Tüzel kişi dernek tarafından işletilen ticari işletmenin
hukuki bir kişiliği yoktur.

Dernekler tarafından kurulmuş olan iktisadi işletmelerin tüzel kişiliği bulunmadığından;
derneklerin iktisadi işletmeleri kanunen tacir sayılmamakta, tacir sıfatı ve ticari faaliyetlerden
doğan sorumluluklar, asıl tüzel kişiliğe haiz olan derneğe verilmektedir.